TOBB İkiz Kuleler'de gerçekleşen imza töreninde konuşan Bakan Tekin, kötü örneklerin ve "cımbızla çekilen ifadelerin" kamuoyunu meşgul ettiği için istedikleri mesajı sağlıklı şekilde paylaşamadıkları bir dönemden geçtiklerini ifade etti.
86 milyonun tamamını ilgilendiren bir Bakanlık olduklarını söyleyen Tekin, ülkenin eğitim yükünün üstesinden tek başına gelmenin mümkün olmadığını vurgulayarak gerçek ve tüzel kişilerin, sivil toplum örgütlerinin ve meslek örgütlerinin eğitim sürecinde olmasının elzem olduğu değerlendirmesini yaptı.
Yaptıkları her işi sahada muhataplarıyla istişare ederek, onlarla birer paydaş ilişkisi teşkil ederek yürütmeye çaba sarf ettiklerini belirten Tekin, bundan hiçbir zaman geri adım atmayacaklarının altını çizdi.
Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimle ilgili olarak 28 Şubat'ın yarattığı bir tahribat ortamının bulunduğunu aktaran Bakan Tekin, "Bu tahribatı kısa vadede atlatmak mümkün değil. Darbe ve darbe ortamlarının insanların, toplumların, kamu otoritelerinin, sivil toplum örgütlerinin üzerinde yarattığı tahribat, travma maalesef öyle bir yılda, iki yılda geçen şeyler değil." dedi.
Bakan Tekin, 2014'te ilgili Kanun'a "proje okul" diye bir kavram konulduğunu anımsattı. Söz konusu okullara üç ayrıcalık tanındığını ifade eden Bakan Tekin, şunları kaydetti:
"Yanlış bir anlaşılma olmasın diye somut başka bir sektördeki örnek üzerinden yürüyelim. Mesela Fatih Terim, Millî Takımlar hocasıydı, onunla oturduk, 'Futbol lisesi açalım.' dedik. Futbol lisesini açarken Millî Eğitim Bakanlığı olarak futbol müfredatı yazmak konusunda uzman değiliz ama bunun bir uzmanı var. Türkiye Futbol Federasyonuna dedik ki bu okulun akademik müfredatına siz karışmayın, futbol müfredatına da biz karışmayalım... Akademik kısımları biz yazdık. Bizim öğretmenlerimiz iyi futbolcu yetiştirmek için gerekli olan donanıma, mesleki donanıma sahip olmayabilirler veya onlardan daha donanımlı kişiler olabilir. Dedik ki okullarımızda normal 657'ye tabii öğretmen dışında madem federasyonla bir protokol yaptık, federasyonun tanımladığı bu konularda uzman kişiler gelsin, okullarımıza ders verebilsin. Sizinle ilgili kısma bunun sirayet eden boyutu şu: Bizim öğretmenlerimiz 20 yıl önce o zamanki mesleki teknik eğitim fakültesinden mezun olmuş olabilir, sahadaki gelişmeleri takip etmemiş olabilir. O zaman sahadaki yeni donanım malzemelerini, makine, teçhizat, eser konusunda veya yeni teknolojiler konusunda uzman kişiler, bu meslek liselerinin veya proje okulları diye tanımladığımız okullarda gelsin ders versinler. Bir ayrıcalık daha tanıdık, dedik ki bu okullara öğrenci alımı noktasında da istekli ve bu konuda el becerileri gelişmiş çocukları alalım, proje okulu buydu."
Bakan Tekin, hayata geçirilen bu uygulamayla mesleki ve teknik eğitim konusunda diğer ülkelerin Türkiye ile iş birliği yapmak istediğini dile getirdi.
"Mesleki ortaokullarımızın bünyesinde zanaat atölyeleri kurduk"
Göreve başladıktan sonra "artık ihtiyaç kalmayan, mezun olduklarında istihdam olma imkânları olmayan ya da sahanın ihtiyaç duymadığı elemanları yetiştiren" programları kapattıklarını belirten Bakan Tekin, bu kapsamda 800 civarında programın kapatıldığını bildirdi.
Bakan Tekin, 1 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla mesleki ve teknik eğitimde atılan adımları kapsamlı bir programla duyuracaklarını aktararak, yeni dönemde ne tür becerilere sahip olunması gerektiğine dair adımlar atacaklarını söyledi.
Geçen yaz Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'nin yayınlandığını hatırlatan Tekin, şöyle konuştu:
"Sektör içi okul, sektöre entegre okul, bölge okulu gibi okullar tanımladık. Yine o politika belgesinin içinde 28 Şubat'tan önceki gibi çocuklarımızın daha küçük yaşlardan itibaren mesleki becerilerini geliştirecek adımların atılması gerektiğini gördük, sahada böyle bir talep olduğunu gördük ve mesleki ve teknik eğitim ortaöğretim kurumlarının bünyesinde ya da bağımsız olarak ortaokullar açmaya başladık. Şu anda mesleki ortaokullar açılıyor. Çocuklarımızı mesleki ve teknik eğitime yöneltecek bir girişim olarak bütün ortaokullarımızın bünyesinde hedefimiz var şu anda, zanaat atölyeleri kurduk. Yani çocuklarımız mesleki ve teknik eğitimde ne öğrendiklerini normal ortaokullarda bir görsünler, onun üzerinden hareket etsinler. Biz sektörle iş birliğimizi bu anlamda devam ettireceğiz. Bunları yaparken ana paradigmamızdan hiç uzaklaşmıyoruz. Bütün bunları yapıyoruz ama bir taraftan da çocuklarımızın bir kültür aktarımı süreci olan okullarımızda millî ve manevi değerlerimizi, bizi biz yapan değerlerimizi ihmal etmeden eğitim almalarını istiyoruz."
"Biz yetiştirelim, siz istihdam edin"
Bakan Tekin, bugün de mesleki ve teknik eğitim liseleri bünyesinde önemli bir alan olan tarımla ilgili sektör değişiklikleri yapmak üzere bir arada olduklarını dile getirerek, "Ben şunun taahhüdünü size veriyorum: Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanı yetiştirmek konusunda biz elimizi taşın altına koyacağız, zaten bizim işimiz, yapacağız." dedi.
Bu konuya hiç kimsenin yıpratma çabalarını dikkate almadan devam edeceklerini vurgulayan Tekin, sektörün taleplerini karşılamak için gece gündüz çalışacaklarını bildirdi.
Salondaki katılımcılara seslenen Bakan Tekin, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Biz şimdi vatandaşın bize emanet ettiği çocuğu sizin istediğiniz profilde yetiştirdik, diyelim. Peki, bu çocuğu istihdam etmezsek, burada bir kul hakkı olmayacak mı? O zaman sizden istediğim taahhüt: Biz yetiştirelim, siz istihdam edin. Bugünkü protokolün esprisi bu. Biz diyoruz ki yetiştirmek konusunda varız, istihdam konusunda siz de varsanız buyurun beraber iş yapalım diyoruz."
"Ara eleman açığı devam ediyor"
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, mesleki eğitime iş dünyasını entegre etmek adına 2019'da atılan adımın kapsamını daha da genişlettiklerini söyledi.
Türkiye'nin geleceği için tarım sektöründe mesleki eğitim ve özel sektör arasında yeni bir iş birliği sayfası açtıklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Tarım, bir ülkenin sadece gıda güvenliğini sağlamakla kalmaz, istihdam sağlar, bölgesel kalkınmayı besler, dış ticaret dengemize katkı yapar ve döngüsel ekonominin temelini oluşturur." dedi.
Hisarcıklıoğlu; dünyada iklim değişikliğinin, tedarik zinciri şoklarının ve nüfus artışının etkileriyle tarımın stratejik öneminin her geçen gün arttığına dikkati çekerek, gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarımın artık sadece çiftçinin değil, ülke güvenliğinin de temel unsurları yer aldığını belirtti.
Tarımın potansiyelini hayata geçirmek için en kritik eksiklerden birinin nitelikli insan kaynağı olduğu bildiren Hisarcıklıoğlu, "Ülkemizde maalesef köylerde, çiftliklerde çocuk sesi kalmadı. Tarım sektörümüzde modern tarım tekniklerini bilen, gıda teknolojileri ve laboratuvar uygulamalarına hâkim, hayvancılıkta bakım ve sağlığı profesyonelce yürütebilen tekniker ve teknisyenlere büyük ihtiyaç vardır. Bir tarafta üretimin teknolojik dönüşümü hızlanırken diğer tarafta sahada uygulayacak, bakımını yapacak ve yenilikleri uygulamaya koyacak ara eleman açığı devam etmektedir." diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu; bu boşluğun verimliliği, kalite ve rekabet gücünü doğrudan etkilediğini, gençler için sürdürülebilir istihdam fırsatlarının önünde bariyer oluşturduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Millî Eğitim Bakanlığımız ile TOBB arasında imzalanan bu iş birliğiyle, çeşitli illerde tarım alanındaki 30 meslek lisesini, ticaret borsalarımız ile ticaret ve sanayi odalarımızla eşleştireceğiz. Tarım meslek liselerimiz öğrencilere hem teorik bilgiyi hem de gerçek üretim ortamlarında uygulamalı deneyim verecek. Mezun olduklarında doğrudan üretim süreçlerine katılabilecek, işletmelerin aradığı nitelikte elemanlar hâline gelecekler. TOBB olarak bizler, 367 oda-borsa ve 2 milyon üyemizle ülkemizin iş dünyasını temsil ediyoruz. Bu gücü, eğitimi güçlendirilmesi için seferber ediyoruz."